18 Mayıs 2013 Cumartesi

şu elma, zıkkım olsaydı keşke.




elma ve başa bela olması. adem ile havva'nın öyküsü tabii ki de. aklına geldiği gibi :) fakat, uzun uzun elmayı soydular mı, yıkadılar mı? gibi çetrefilli sorulardan ziyade, olayın teolojik yansımalarına bakacağım ben. kadim kültürlere göre aşağı yukarı aynı kabul edilen bu meseleyi irdeleyeceğim. 

adem ile karısının bahsi, pekçok kadim kültürde yaklaşık olarak standart bir muhtevaya kavuşmuştur. (sık sık ademin karısı diyeceğim. zira, tevratın yaradılış kitabında, önce, tanrının havvayı ademin kaburgasından yarattığını söylenirken, ilerleyen pasajların birisinde, "erkek ve kadını aynı yarattı" denerek, ikinci bir kadın profiline yer açmıştır. ben ne yapayım? koskoca lilith fenomeni buradan doğmuştur.)

tanrı, kozmosu yaratır. bu süre, 6 gündür. tevratın ilk kutsal kelimeleri, önce yer ve gök, takiben ışık ve gece-gündüz ayrımına gidildiğini,  tanrının bağı bahçeyi de yoktan var ettikten sonra, son gün olan altıncı günde, dünyayı tanıyacak ve malzemeleri işleyecek bir adam yaratmak istediğine dikkat çekilir. ademdir bu. 



ademin yaradılışına değinmişken, mikelanjın meşhur adem tablosunu koymamak olmaz; 


bu arada, mikenlanj sağda saçı sakalı birbirine karışmış olarak resmettiği tanrının yüzünü, kendi simasından yola çıkarak çizmiştir. velev ki oradaki mikenlanjın yüzü olsun. 



adem bir süre dağda bayırda gezer. ki burası yaklaşık olarak tevratta lokasyonu verilen, dicle ve fırat'ı da kapsayan dört nehrin arasıdır. mezopotamyada bir yer olsa gerek. aden diye de bilinir. zaten, adem, aden bahçesinin bahçevanıdır. (bahçeevaan geldii)  canı çok sıkılır ademin. tanrı; "ademin böyle başıboş gezmesi iyi değil, ona bir eş lazım" der.  ardından, havayı yaratır. üstte yazdığım sorunsala girmeden, kaburga düzmecesinden ileri giderek anlatıyorum, adem'in bir sabah uyandığında, karısı olacak havva'yı karşısında gördüğünü tahmin ediyoruz. 

"genesis" türkçesiyle "yaradılış" mitosunun geçti kitabın üçüncü bölümü, ilk günahı anlatır. erkek eğemen dinlerde kadınların sürklase edilmesinin ilk örneği budur. islam ilmihaline göre, şeytan yılan suretinde gelir ve çifte elmayı yedirir. bunun, ölümsüzlük getiren bir güç vereceğini vaad eder. oysa tevrat, "kadın" diyerek belirsizliğe ittiği havva'nın ilk kez elmayı tadıp, adem'in kanına girdiğini yazar. (genesis 3:6)

bundan sonra utanırlar, çıplak kalırlar falan filan.  tanrı olaydan sonra hayli hiddetlenir. hatta ahdi atiğe göre, kadınların doğum esnasında sancı çekmelerinin nedeni, havva'nın bu günaha önayaklık etmesidir.  adem bir yana, karısı bir yana savrulur. dramatizasyona uğratılmış bir islam anlatısında, adem 200 sene ağlar bu olaya üzüntüsünden.. 

iş bunla kalmaz tabii. bu hadiseden, koskoca bir din doğar.

hıristiyanlığın temel iki fonksiyonu vardır; günahlar ve çarmıh. pavlus'un evanjelik mektuplarında enine boyuna irdelenen, incil dörtlemesinde yer almayan bu hikaye, son derece önemlidir. çünkü, tanrının insanına küsmesi ve asırlar boyunca sünmesi (ıyyy kelimeye bak) bu olay yüzündendir. adem ve karısı umutları boşa çıkarır. tanrı insanı ölümsüz kılmak isterken, bu olaydan sonra  insana ölüm cezasını verir. 

"Günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi." (romalılar 12:5)

yani, ademle havva denilen karısı bu zıkkımı yemeselerdi, insan hiç ölmeyecekti. dahası, pavlusun getirdiği doktrin, havva ve adem'in işledikleri günahın, onların soyundan gelen diğer tüm insanlara sirayet ettiği yönünde. vay anam vay!  adem ile havva'nın çocukları sayıldığınızdan, onların günahına da ortak olmuş oluyorsunuz. hıristiyanların bebekleri yedinci günde vaftiz etmelerinin nedeni budur. doğan bebeğin, saf ve günahsız olarak hayatına devam edebilmesi için, alakasız bir şekilde kendisine yapıştırılan günahtan arınması. 

isa'nın görevlendirilmesi de bundandır. isa, tanrının bir yansıması, ete kemiğe bürünmüş tanrı formu olduğundan, bu günahların bağışlanabilmesi için çarmıhta can vermiştir. tabii, genişletirsek, bu elma meselesindeki günahın esasen cinselliğin bir alegorisi olduğunu görürüz. zira, ikili daha elmadan tadar tatmaz çıplak kalır ve cinsel dürtü start alır. isa'nın babasız doğmasının nedeni de budur. çünkü, cinselliği yaşamış bir çiftin çocuğu olarak dünyaya geldiğinizden, ikilinin günahını almış olursunuz. isa, çarmıha kadar dünyaya gelmiş tek günahsız insan olduğundan, haliyle babasız doğmuştur. 
schapenhaur da, cinsellik karşıtı tezlerinde, isa'nın mucizevi bakireden doğumunu, benim söylediğim açıdan incelemiş.  isa'nın gelişi, insanlığa adem ile başlayan ölümlü hayatının son bulmasını sağlayacak. 
bayağı yoruldum, uzatmadan bitirmek istiyorum.  ekleme yaparım daha sonra;
"adem öldürdü, isa yeniden diriltti." elma sadece bir elma değildi yani. 
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder