tarih
derslerinden; “fransız ihtilalinin yaydığı milliyetçilik düşüncesi,
osmanlı toprağı altındaki ulusları etkiledi” genel görüşü dışında hakkında çok
bir şey bilmediğimiz fransız ihtilalinin, arka sıralarda kalmış detaylarına değineceğim.
bir
eğlence aracı olarak giyotin
ihtilal öncesi
fransanın en korkunç sembolü olan giyotin, kral devrildikten sonra da
sağlam mesai yapmıştı. öyle ki, gün içinde felanca yerde yapılacak
infazların bilgilendirmesini içeren afişler ağaç ve duvarlara asılırdı. böylece
halk, evde oturacağına kalkar idam izlemeye giderdi. charles
dickens’ın iki şehrin hikayesi isimli kitabında anlattığına göre, idamların
sayısı öylesine fazlaydı ki, insanlar artık infazları seyretmekten bıkmışlardı.
zaten infaz öncesi ensesi tıraş edilen mahkumlar birkaç saat paris sokaklarında
dolaştırılarak halka rencide ediliyordu. İlginç bir anekdot da, zenginlerin mülklerinin yağmalandığı sıralarda, "külotsuz" fransız halkından şarap sanılarak boya fıçılarını fondiplenip içilmesii sonrası, aralarından 67 kadarının ölmesidir.
giyotin
hakkında efsaneler
icadının kendi
adını verdiği giyotin namlı alet, daha acısız bir ölüm sağlasın diye
kullanılmaya başlamıştı. ancak bazen tutuklunun canını tam olarak
çıkartamıyordu. öyle ki, giyotinle kesilen kafaların temas sonrası ilk
5-8 saniye arasında koptuğu bedenini tanıdığı ve hala tepki verdiği yönünde
sayısız öykü anlatılmaktaydı.
bunlardan birinde, jironden jean paul marat’ı
küvetinde öldüren feminist charlotte corday, jakobenler tarafından
giyotine yollanmış, daha sonra idam edilen kadının kafası halka gösterilmişti.
halka fahişe olarak tanıtılan cordayın yüzünün, idamı izleyenlerin
kendine tükürmesi sonrası sonrası kızardığı söylenmektedir. aynı şekilde,
hayatını bilime adayan antoine lavoisier de ölmeden önce; “öldüğümde
kopan kafam size gülümserse, bilinki giyotin hakkında anlatılan hikayeler
doğrudur” demişti. rivayet odur ki, lavouiser’in kafası düştükten sonra bir süre kendine bakanlara gülümsemiştir.
Muhalifleri sindirmede kullanılan giyotin, aşağılayıcı olduğu intiba nedeniyle hitler tarafından 20. asırda da kullanılmıştır.
- kral’ın
tutuklanışı
kral onaltıncı
lui, kazan kaynamaya başladıktan sonra fransada sonunun geldiğini anlayınca
ülkeden kaçmak istemiş, efradını toplayarak faytona binmişti. belçika sınırını
geçerlese, kurtulacaklardı. ne var ki faytonları kırsal bir arazide
durduruldu. kontrolü yapan asker,
ilk etapta ailenin geçmesine izin verse de,
daha sonra; “yaw ağa nereden anımsıyorum ben bu herifin suratını?” diyerek
elini cebine atar, bir de bakar ki, az önce gördüğü adam, paranın
üzerinde resmi bulunan adamdır. fayton durdurulur, kral tutuklanır.
- robespierre’nin
ölümü
tiranlığı kovmak
bahanesiyle devrim yapıp, kraldan çok zorbalaşan cumhuriyetçi jakoben
robespierre, ip jakobenlerin ellerinden kaçtıktan sonra tutuklananlar arasına
girmişti. sabaha idam edilecek robespierre, hasımlarının elinde ölmektense, intihar
etmeyi yeğledi. ne var ki, çenesine dayadığı silah ölümünü getirmeyerek onu
sakat bıraktı. sabaha kadar kanlar içinde can çekişen robespierre’in
imdadına sabahki idam yetişti.